MAKYAJIN İNANILMAZ DEĞİŞİMİ
Herkese merhaba :)
Bu hafta sizlerle kendimin de zaman zaman merak ettiği, eskiden nasıl makyaj yapıyorlarmış dediğim o yıllara gideceğiz. Şu anki makyaj görünümlerine baktığımız zaman makyajın ne kadar da değiştiğini gelin hep birlikte inceleyelim.
1920'ler
Bu fotoğrafa baktığımızda günümüzde kullandığımızdan uzak bir görünüm olduğunu görüyoruz.
1920'li yıllarda beyaz mermer gibi bir ten, incecik aşağıya doğru bakan kaşlar, koyu renkli ama keskin bir bitişi olmayan göz makyajı, yine yuvarlak şekilde sürülmüş ama vamp renklerin tercih edildiği dudakları görebiliyoruz. Bu yıllarda şatafat, ihtişam bolca vardır ama ne kadar çok ürün de olsa yüzlerde masumluğu kaybetmemeye çalışılan görünümler tercih edilmiş.
1930'lar
1930'lu yıllarda beyaz tenin hala popüler olduğu ama biraz daha doğal pembelikler içeren ten, renkli göz makyajlarına geçişin başladığı kaşlara kadar sürülen farlar, günlük hayatta bile kullanılan uzun takma kirpikler, dışarıya taşırılmış daha açık tonda rujlar ve tabi ki yine etkisini kaybetmeyen kırmızı rujlar, benim en çok dikkatimi çeken ise bu yıllarda kazınmış ve kalem ile çizilmiş ince oval kaşların moda olması. Ya bu şekilde tercih ediyorlarmış ya da incecik oval bir şekilde alınmış kaş kullanıyorlarmış.
1940'lar
Bu yıllarda da hiç değişmeyen tek şey bembeyaz ten makyajı olduğunu görebiliyoruz. Yavaş yavaş masum yüz hatları yerine kontörlü daha belirginleşmeye başlayan yanaklar, toprak tonlarında göz farları, takma kirpikler var, aynı zamanda kedi göz eyeliner bu yıllarda çok popülerleşmiş bununla birlikte gözde de keskin uygulamaların başladığını söyleyebilirim. Bu masum yüz hattının değişiminde rujların da etkisi büyük, insanlar bu yıllarda günlük hayatta bile kırmızı ruj tercih ediyormuş. Kaşlar yine kalınlaşmıyor fakat daha doğal görünümlü oval kaşlar kullanılıyor.
1950'ler
Bu yıllarda kadınlar çalışma hayatında da yer aldıkları için feminen görünümler seçiyorlar.50'li yıllar belki de pudranın en çok kullanıldığı yıllar, soluk, bembeyaz ten hız kesmeden devam ediyor. Açık renklerde farlar ve bir eyeliner ile uzun takma kirpiklerden oluşan göz makyajları tercih edilmiş. Koyu kırmızı dudaklar yine çok moda ve artık kaşların kalınlaşıp keskin hatlara sahip olduğunu görebiliyoruz. Kontör uygulamaları etkisini bu yıllarda koruyamamış onun yerine tatlı renklerde allıklar var.
1970'ler
Günümüz makyajına en yakın makyaj bana göre bu yıllarda yapılmış. Beyaz ten takıntısı bırakılmış ve bronzluk popülerleşmeye başlamış. Neredeyse hiç kapatılmamış ten makyajları, hafif tonda farlar, kuyruklu eyeliner bu yıllarda en dikkat çeken ve abartılan yer olmuş. Dudaklarda parlak doğal tonlarda rujlar ve doğal sadece taranmış kaşlar moda olmuştur.
1980'ler
80'li yıllar makyaj tarihinin en renkli, en rüküş, zıtlıkların bir arada kullanıldığı yıllar. 70'lerin doğallığı yerini birden aşırı kapatıcı ve ışıltılı bir tene bırakmış. Parlak renklerin bolca kullanıldığı mavi, pembe, yeşil renkli göz makyajları, pigmentler ve bolca sürülmüş göz kalemleri ile oldukça dikkat çeken gözler. Dudaklar da aynı gözler gibi canlı ve parlak renklerde. Kaşlar ise dağınık ve kalın kullanılmış. Şu anda bir dönem partisi düzenlense kesinlikle 80'ler makyajı tercih ederdim diyebilirim.
1990'lar
80'li yıllarda bolca tüketilen renkli makyajlar yerini tek renk makyajlara bırakıyor. Herkesin 90'lı yıllarda aklına gelen ilk şey şüphesiz kahverengi çerçeveli dudaklar. Çok kapatıcı olmayan tenlerde kahverengi tonda allıklar, kahve tonlarda dumanlı göz makyajları, göz içine sürülmüş siyah göz kalemleri ve bolca maskara bu yıllarda oldukça popüler. Kaşlarda yine bir incelme söz konusu olduğunu görebiliyoruz, olabildiğince alınmış ve incecikler.
2000'ler
2000'ler ten makyajının yine pudralı bir görünümde olduğu, göz makyajlarında buz mavisi ve simli farların çok fazla popüler olduğu bir dönem, alt göze sürülen siyah göz kalemleri, renkli eyelinerlar, örümcek bacağı gibi görünen kirpikler, ince kavisli kaşlar ve bol bol sürülmüş dudak parlatıcıları bu yıllar çok moda olmuştur.
Ve Günümüz
Günümüz makyajı geçmişe dönüp baktığımızda onca deneme yanılmadan sonra çok güzel bir şekilde görünmektedir. Her şeyin doğallaştığı, zaman zaman abartıya kaçan ama güzel görüntülere sahip en güzel halindedir.
Yorumlar
Yorum Gönder